Ankara Life Dergisi

Tasarım Evrenseldir, Gerçekten Görmek Gerekir!

D’interiors Mimarlık’ın Kurucusu Didem Tan, başkentin en çok okunan yayını Ankara Life Dergisi’ne konuk oldu. İnsanların hayallerini gerçekleştirebileceği, kendilerini rahat ve bir o kadar da özgür hissedebilecekleri mekanlar tasarlamayı hedefleri arasına koyan Didem Tan, adeta müşterileri için ideal mekânları yaratıyor ve onlar için konfor alanları inşa ediyor. Modern ve çağdaş mimari ile sanatı bir araya getirerek özgün tasarımlar ortaya çıkaran Mimar Didem Tan’ın çok özel röportajı sizlerle. İyi okumalar dileriz.

Merhaba, öncelikle sizi tanımak isteriz. Didem Tan kimdir?
12 Nisan 1996 yılında Ankara’da doğdum, TED Ankara Koleji’nden 2014’te mezun oldum. 2020 yılında ise Bilkent Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı lisans eğitimimi tamamladım. Her ruhun bir rengi olduğuna inanıyorum. Çocukluğumdan bu yana renklerin gizemini çözmeye çalışıyorum. Renklerin insan psikolojisindeki yerinin büyük olduğunu düşünüyorum. Özel yaşamımda ve profesyonel iş hayatımda insan psikolojisi ve ihtiyacını her zaman önemsedim. Farklı bir gözle bakmak, bakmakla yetinmeyip görmek ve bunları renklerle harmanlayıp bir tasarım yaratmak mottom oldu. Özelikle tasarımı “eşsiz” olan ve ilgimi çeken bir restoran, bar tasarımını Türkiye’de kendi kültürümüze uyarlamak hayalim. Fransa ve İtalya mutfak tasarımları ile dikkat çekiyor. Avrupa’daki sadece ev ya da ofis tasarımlarını değil mutfak tasarımlarını da Türkiye’ye uyarlayabilmek en büyük hedeflerim arasında.

D’interiors Mimarlık’ı kurarken hedefleriniz nelerdi? Projelerinizi nasıl yönetiyorsunuz?
D’interiors ile insanların hayallerini gerçekleştirebileceği, kendilerini rahat ve bir o kadar da özgür hissedebilecekleri mekanlar tasarlamayı hedefliyorum. Bunu yaparken yeniliklere açık, analitik, çözüm odaklı düşünerek; müşterilerimizin önceliklerini göz önünde bulunduruyor, memnuniyetlerini en üst seviyede tutuyorum. Her projemi büyük bir hassasiyetle ele alıyorum. Restorasyon ve anahtar teslim projelerde iyi mekan yönetimi ile çok fonksiyonlu alanlar oluşturuyor, renkleri ve farklı parçaları bir araya getirerek ahenk yaratıyorum. Müşterilerimiz için “ideal” mekânları yaratıyor ve onlar için konfor alanları inşa ediyorum. Sürdürülebilirlik şu anda çok popüler. Geri dönüştürülebilir eşyalar kullanarak hem evimizi hem de ofisimizi çok zevkli bir şekilde dekore edebiliriz. Bu alanda özellikle çevre dostu objeler, dekoratif eşyalar salonların vazgeçilmezi. Diğer bir yükselişte olan ve benim de yakından takip ettiğim mimari tasarım trendi ise art deco; lüksü, entelektüellik, modern hayatı bir araya getiriyor.

Mimarlık ofisinizi tasarlarken hangi yaklaşımları kullandınız? Sizce ofis tasarımlarında bugünün trendi ne?
Tasarım evrenseldir. Sadece Türkiye’ye değil Avrupa ve Amerika’ya da bakmak ve gerçekten “görmek” gerekir. Ben de tüm trendleri, farklı mimari akımları takip ediyorum. Maidan’da açtığım ofisimi tasarlarken aklımda tek bir şey vardı; ofisim çok büyük değil, 70 m2. ‘Bu alanı nasıl konforlu ve etkin hale getirebilirim?’ diye yola çıktım. Bu yüzden mekânı panellerle bölüp 3+1 oda bir ofis tasarladım. Ben ve D’interiors çalışma arkadaşlarım için yarattığım kübik alanların hepsinin aydınlık, kullanışlı, renkli ve bir o kadar da eğlenceli olmasına özen gösterdim. Günümüzde iç mimaride trend; pastel tonlar ve ergonomik yaklaşım. Ben de ofisimde ergonomik mobilyalar tercih ettim. Modern ve çağdaş mimari ile sanatı bir araya getirdim. Zıt tonların bir araya gelerek oluşturduğu kontrast hem ofise hem de ekibimize dinamik bir atmosfer kazandırdı. Yeni dönem ofis tasarımlarında biyofilik tasarım yaklaşımı son yıllarda öne çıkıyor. Bu trendle ofis ortamında doğanın bir parçası olan bitkiler ön plana çıkıyor. Kullanılan ahşap malzemelerle ofiste sıcak bir etki yakalanıyor. Renkler ve birbirine yakın tonlarla sakin ve dingin bir ofis ortamı yaratmak tercih sebebi diyebilirim.

www.dinnteriors.com

Yorumlar

0 yorumlar