Ankara Life Dergisi

ALZHEİMER HASTALIĞI-DEMANS

 “Eğitim düzeyinin düşük olması, geçirilmiş ciddi kafa travması, geçmişte sık olarak geçirilmiş ve tedavi edilmemiş depresyon, ailede demans öyküsü olması bu hastalığın ortaya çıkması açısından risk faktörleridir.”

Dr. Süreyya Ataus – Dr.M.Zülküf Önal

Demans yada halk arasında yaygın bilinen adı ile bunama, sadece unutkanlık değildir. Çünkü Demans hafızanın yanı sıra konuşma, tanıma, yargı ve karar verme gibi tüm zihinsel ve psikolojik işlevlerde bozulmaya yol açar. Demans’a yol açan farklı hastalıklar da vardır. Tüm Demansların yaklaşık %60-70’i Alzheimer hastalığıdır. Bunun dışında beyin damar hastalıklarına bağlı; Frontotemporal Demans, Beslenme ve Metabolik Bozukluklara bağlı Demans (Hipotroidi, B12 eksikliği) gibi farklı türleri vardır. Alzheimer hastalığı için en önemli risk faktörü yaştır ve 65 yaşından sonra sıklığı giderek artar. Kadınlarda erkeklere kıyasla daha sık görülür. Eğitim düzeyinin düşük olması, geçirilmiş ciddi kafa travması, geçmişte sık olarak geçirilmiş ve tedavi edilmemiş depresyon, ailede demans öyküsü olması bu hastalığın ortaya çıkması açısından risk faktörleridir. Bu hastalığa yakalanmaktan koruyucu faktörler kesin olmamak ile  beraber yüksek eğitim düzeyi, zihinsel ve fiziksel olarak aktif olmak, akdeniz diyeti ile beslenmek, vitamin ve yüksek tansiyon, diyabet, kolestrol yüksekliği gibi risk faktörlerini kontrol altında tutmak sayılabilir. Alzheimer hastalığının teşhis edilmesinde en önemli kriter hasta ve ailesinden alınan bilgidir. Tanıyı desteklemek amacı ile beyin için MR, nöropsikilojik testler, şüpheli vakalarda PET, CT ve PET MR gibi daha ileri yöntemlere başvurulabilir. Ayrıca serum, vitamin B12, tiroid hormonları, tam kan tahlili gibi rutin testler yapılır. Alzheimer hastalığının tedavisinde ilaç ve diğer yardımcı tedaviler kullanılır. İlaç tedavisi incelemelerine de başvurulabilir. Kullanılan iki grup ilaç vardır ancak bu ilaçlar; hastalığı tedavi etmeyip belirtileri azaltır ve hastalığın ilerleme hızında hafif bir azalma sağlar, ilaç tedavisine rağmen hastalık yavaş yavaş ilerler. Hastalık başladıktan sonra daha doğrusu tanı konduktan sonra beklenen yaşam süresi 9-10 yıldır. Son evrede hasta tamamen yatağa bağımlı hale gelir ve beslenme bozukluğu, pnömoni sepis gibi nedenler ile kaybedilir.

Alzheimer Hastalığı’nda TPS Uygulaması

Alzheimer hastalığı hem hasta hem de hasta yakınları açısından çok yıpratıcı bir süreçtir ve kesin tedavisi henüz bulunmamıştır. Son yıllarda bu konuda yapılan araştırmalar bu neden ile oldukça yoğunlaşmıştır. TPS (Transcanial Pulse Stimülation) ise; Alzheimer hastalığı için umut veren yeni bir uygulama şeklidir. Hafif ve orta derecede olan Alzheimer hastalığında uygulanmaktadır. Vücudun dışında üretilen ultrasonik ses dalgalarının direkt olarak başa uygulanması yolu ile yapılır. Poliklinik şartarında ve hastaneye yatmadan ve hasta için herhangi bir ön hazırlık gerektirmeyen bir yöntemdir. Uygulama sonrasında hasta hemen normal yaşamına devam eder. Her seans yaklaşık 30 dakika sürer, oldukça güvenli bir yöntemdir. Uygulama sırasında hasta herhangi bir ağrı, sızı ve rahatsızlık hissetmediği gibi uygulamanın sonrasında da bugüne kadar bildirilen hiçbir yan etkisi olmamıştır. TPS uygulamasında verilen akustik uyarılar beyinde kimyasal reaksiyonları uyararak etkili olur. TPS Uygulaması; beyin hücrelerinin geçirgenliğinde artış sağlar, hücre duvarındaki iyon kanallarını uyarır, beynin metobolik aktivitesi arttırır,  işlemler arasındaki geçişi ise damar genişlemesine ve beyne giden kan akımını arttırarak gerçekleştirir. Bu durumu nitrik oksit düzeyini (NO) arttırarak sağlar, böylece fonksiyonel olarak yavaşlamış olan beyin hücrelerinin aktifleşmesine katkı sağlar. İki  haftalık 6 seansı içeren bir uygulamadan 6 hafta sonra hastalar tekrar değerlendirilir. En erken olumlu etkiler 2-3 haftada ortaya çıkmaya başlar. Değerlendirme ayrıntılı nöropsikolojik testler ve hasta yakınlarından alınan bilgi ile yapılır. Hastaların var olan bilişsel yetenek ve fonksiyonlarının korunmak ile kalmayıp bazı durumlarda önemli ölçüde iyileşmeler gözlenmiştir. Hastaların özellikle ruhsal durumlarında ve sosyal etkileşimlerindeki iyileşmeler hasta yakınları tarafından bildirilmektedir. Yanı sıra dil ve hafıza yeteneklerinde de gözlenebilen değişiklikler olabilir. TPS uygulamasında elde edilen sonuçlara bakıldığında, aynı zamanda güvenli ve yan etkisinin olmaması sebebi ile daha da geliştirilerek yaygınlaşacak bir yöntem umudu vermektedir.

Yorumlar

0 yorumlar